Bundan yıllar önce topraktı damlar
Ahşaptan soğuğu tutmazdı camlar
Çok tuhaf sesleri yayardı çamlar
O eski köylerden eser kalmamış
Yoktu ayakkabı lastik giyerdik
Helle çorba demez ne olsa yerdik
Azla yetinirdik çok şükür derdik
O eski köylerden eser kalmamış
Yolda gezemezdik olurdu çamur
Saç üstü sobada pişerdi hamur
Gözeden ağzınla suyunu somur
O eski köylerden eser kalmamış
Ekinleri tırpan ile biçerdik
Bir tas çalkamayı herkes içerdik
Soyunup ırmağa dalıp geçerdik
O eski köylerden eser kalmamış
Çalışır her şeye harcardık emek
Öğlen saatinde gelirdi yemek
Köyümüz şehire dönmüştür demek
O eski köylerden eser kalmamış
Ahmet Erbay bile uymuştur çağa
Altında araba gidiyor dağa
Kimseler gitmiyor bahçeye bağa
O eski köylerden eser kalmamış