Çalıp çırpıp havasını atanlar
Bir gün karşına durabilirler
Haram ile çalımını satanlar
Sana hesabını sorabilirler
Bunca mazlumun ahını alma
Çıkacak bir gün hayale dalma
Dostların kırıp ortada kalma
Seni kovalayıp yorabilirler
Sanma ki ettiğin kalır yanına
Hırsızlık işlemiş senin kanına
Bedel olabilir tatlı canına
Yoluna tuzak kurabilirler
Erbay’ın hakkına tecavüz etme
Malını mülkünü alıp ta gitme
Nerede kelepir orada bitme
Seni ayağından vurabilirler
Çıktım İstanbul’dan vardım kapıya
Çalarım kapıyı açan yok anam
Kimseler bakmamış koca yapıya
Çalarım kapıyı açan yok anam
Kapının önüne diz gelip çöktüm
Ağlayıp bir güzel gözyaşı döktüm
Feryat figan ile har yanı söktüm
Çalarım kapıyı açan yok anam
Komşunun birinde anahtar varmış
Evin her yanını örümcek sarmış
Anam babam bana vefalı yarmış
Çalarım kapıyı açan yok anam
Her taraf buz gibi yanmıyor ocak
Temizlik görmemiş hep köşe bucak
Odunu taşıdık biz kucak kucak
Çalarım kapıyı açan yok anam
Ahmet Erbay zorla sobayı yaktık
Odunun üstüne kömürü çaktık
Eserin kalmamış her yana baktık
Çalarım kapıyı açan yok anam
Sen gittin gideli dert sardı beni
Bu dert beni öldürecek çabuk gel
Ölürüm kurtulmam özledim seni
Bu dert beni öldürecek çabuk gel
Düştüm yataklara her yanım sardı
O yüce dağların görünmez ardı
Bu kışı çıkarmam bulamam mardı
Bu dert beni öldürecek çabuk gel
Gittin de gelmedin beklerim yolu
Durmadan ağlarım gözlerim dolu
Ben ölüp gitmeden tez gelsen nolu
Bu dert beni öldürecek çabuk gel
Öksürdükçe ciğerlerim sökülür
Ah ettikçe gözyaşlarım dökülür
Yanımda değilsin boynum bükülür
Bu dert beni öldürecek çabuk gel
Yazık Ahmet Erbay kalmadı ferim
Atletler değiştim durmuyor terim
Bir kere görüyüm Allah’ım kerim
Bu dert beni öldürecek çabuk gel
Dünya güzeli de halt etmiş yanda
Cümle alemin gözü senin üstünde
Herkes vuruluyor gördüğü anda
Cümle alemin gözü senin üstünde
Güzel senden alamazlar gözünü
Gören mest oluyor senin yüzünü
Sus pus olmuş herkes dinler sözünü
Cümle alemin gözü senin üstünde
Huri misin melek misin sen nesin
Daldaki bülbülden çok iyi sesin
Miski Amber gibi gelir nefesin
Cümle alemin gözü senin üstünde
Ay gibi mübarek şavkı vuruyor
Manken gibi hareketsiz duruyor
Seni gören hayalini kuruyor
Cümle alemin gözü senin üstünde
Şu Ahmet Erbay’ı gün gibi yakar
Seni gören gözler bir daha bakar
Yüzüne bakınca şimşekler çakar
Cümle alemin gözü senin üstünde
Nasıl anlatayım nerden başlayım
La dedi lo demez Cumaya emmi
Duygusal sözlerle biraz taşlayım
La dedi lo demez Cumaya emmi
Derin nefes alır kesmez hızını
Bizleri anlamaz bilmez sızını
Yalvardık yakardık vermez kızını
La dedi lo demez Cumaya emmi
Ne olur Allah’ım sen bizi kayır
Kıza dünür geldik dedi ki hayır
İçimiz yanıyor hep cayır cayır
La dedi lo demez Cumaya emmi
Bizi karşıladı güler yüz ile
Ortalık buz kesti bir çift söz ile
Kıza kafa sallar işmar göz ile
La dedi lo demez Cumaya emmi
Güler yüz tatlılık her şey güzeldi
Sofralar donanmış bize özeldi
Morallar bozuldu sanma düzeldi
La dedi lo demez Cumaya emmi
Ne yapıp ne etsek gönlünü etsek
Burdan İstanbul’a gülerek gitsek
Af etsen gençleri sevaba yetsen
La dedi lo demez Cumaya emmi
Ahmet Erbay hayırlısın dileyim
Ne kadar inatmış nerden bileyim
Duygulandım yine yaşım sileyim
La dedi lo demez Cumaya emmi
Hiçbir kimse ağlamaz ki bilerek
Dert çoğaldı ciğerlerim dilerek
Ağlıyorum gözyaşımı silerek
Ciğerim yanıyor ondan durgunum
Kara kara düşünürüm halıma
Felek çöktü kanadıma dalıma
Gücüm yetmez muhannete zalıma
Ciğerim yanıyor ondan durgunum
Kimse bilmez bu başıma geleni
Bulamadım kadir kıymet bileni
Hiç görmedim gerçek yüzü güleni
Ciğerim yanıyor ondan durgunum
Dermanı kalmadı içerde yaram
Huzurum kalmadı bu dünya haram
Dostların yanına ben nasıl varam
Ciğerim yanıyor ondan durgunum
Bir şeyler değişti noldu bir anda
Kurudu kanımda kalmadı canda
Kıymetim kalmadı kimsenin yanda
Ciğerim yanıyor ondan durgunum
Kahpe felek nettim nişledim sana
Yüzüm güldürmedin hep kıydın bana
Çileyi hep verdin Ahmet’ten yana
Ciğerim yanıyor ondan durgunum
Anam seni anlat anlat bitmiyor
Ne özlemin ne hasretin gitmiyor
Hiçbir sevgi seninkine yetmiyor
Yerin asla dolmaz ciğerim anam
Gece gündüz gelip beni yoklardın
Yavrum deyi beni öper koklardın
Ağaran saçımı hep ayıklardın
Yerin asla dolmaz ciğerim anam
Uzanır dizine kordum başımı
Kötü söz söylesen yıkmam kaşımı
Ben ağlardım sen silerdin yaşımı
Yerin asla dolmaz ciğerim anam
Hiç kimse ananın yerini tutmaz
Yavrusundan ayrı bir lokma yutmaz
Herkes unutur da ana unutmaz
Yerin asla dolmaz ciğerim anam
Huzur buluyordum senin yanında
Bir başkaydın çok sıcaktı kanında
Bana can katardı senin canında
Yerin asla dolmaz ciğerim anam
Bir isteğin var mı Ahmet Erbay’dan
Emeğin ödenmez çok oldu faydan
Bizlere saklardın ayrılan paydan
Yerin asla dolmaz ciğerim anam
Her satır cümlede seslendim sana
Niye susuyorsun cevap versene
Bir tek tepki bile vermiyor bana
Niye susuyorsun cevap versene
Bütün şiirlerim senin içindir
Hiç oralı değil bu ne biçimdir
Bunca yazılanlar benim içimdir
Niye susuyorsun cevap versene
Sana diyemedim buraya yazdım
Ben senin sevgini kalbime kazdım
Telleri olmayan bağlama sazdım
Niye susuyorsun cevap versene
Geçiyor yanımdan dönmüyor geri
Ne oldu muhannet bak bir yol beri
Bende bir insanın ne olmuş heri
Niye susuyorsun cevap versene
Ahmet’i üzüyor olur mu böyle
Cevabını gönder gel insaf eyle
El iki söylerse sen birin söyle
Niye susuyorsun cevap versene
Yıllardan beri içimi sana
Cesaretim yok söyleyemedim
Belki anlayış gösterir bana
Cesaretim yok söyleyemedim
Göz göze gelince anlarsın belki
Halim değişiyor hemen o anki
İçimden geleni söylesen sanki
Cesaretim yok söyleyemedim
Teklif etsem ne der diye korkarım
Ret edersen dışa nasıl çıkarım
Bir daha yüzüne nasıl bakarım
Cesaretim yok söyleyemedim
Söyleyem dedim bir iki kere
Olmadı vazgeçtim öbür sefere
Erbay’ı kırarsan girerim yere
Cesaretim yok söyleyemedim
Senelik izinde köyüme gittim
Dağında taşında hep seyran ettim
On bir gün geçti ne çabuk bittin
Cennet misin doyamadım Sekücek
Yamaçta oturup çayımı içtim
Mal davar güttüğüm yerlerden geçtim
Tırpanı götürüp arpada biçtim
Cennet misin doyamadım Sekücek
Çok güzüm vardı dağı taşında
Oturduk su içtik çeşme başında
Terk ettim köyümü on beş yaşında
Cennet misin doyamadım Sekücek
Öyle güzel diki havası suyu
Hala değişmemiş köylünün huyu
Akşam dolaşırdık köyde yol boyu
Cennet misin doyamadım Sekücek
Asla terlemezsin mis gibi hava
Sağolsun dostlar sütte bedava
Tüfeği alırsın gidersin ava
Cennet misin doyamadım Sekücek
Akşam olduğunda hırka giyersin
Dostlar davet eder her şeyi yersin
Ağrı sızı nedir hep gitti dersin
Cennet misin doyamadım Sekücek
Kaçta yatarsan yat kalkarsın erken
Horozlar daha ü ürü derken
Sığırlar gider kahvaltın yerken
Cennet misin doyamadım Sekücek
Yazmakla bitmiyor kesiyim burda
Ahmet doğdu büyüdü anısı orda
Gitmeyip kalsam yaşasam şurda
Cennet misin doyamadım Sekücek